Şiirler küllerden oluşur, küller yaşanmışlıklardan,
Bi yanda sen, bi yanda hataların veyahut yalnızlığın...
Her bir anıya bir ateş verir, her yaşanmışlıktan da bir mısra alırsın...
Bazen bir mısra kül tablasını ağzına kadar doldururken
Bazıları için birden fazla ateşlenir yaşanmışlık zırvalıklarından...
Yağmur olur yazdıkların, kalemin gözlerinin vazifesine sarılır,
Geçen her günle kalemin çatışır!
Kağıtlardan kül tablana bırakırsın...
Dağınık küllerin şiirlerine yansır,
Kalemin özgürce davranır, öyle belli başlı kurallara takılmaz,
Ama bi sorun var burda...
Özgürlük tadında şiirler yazmak, özgürlüğünden mahrum kalmakla eş anlamlıdır.
Bu evin yalnızlığı bana hediye bu gece,
Loş bi masada kalemin kağıda itirafları yüklesecek!
Mahrum bıraktım kendimi özgürlüğümden!
Yalnızlığın sınırlayıcı taraflarındayım belki de,
Belki de çok kalabalık burası,
Kül tablam dolup taşıyor...
Gecenin kasveti penceremden odama sızıyor,
Küllerin sağa sola savrulduğu da oluyor,
Her bi metre kareye dağılıyor yaşanmışlıklar...
Sebebini bilmediğim bi uykusuzluk beni yatağımdan atıyor,
Yarım kalmış bir gece edasıyla parlıyor ay,
Güneş hiç geri gelmeyecekmiş gibi...
11.11.2014
Burak Ergin